Uzun bir süre minik atikecik hep koltuğun üzerinde yattı, uyudu ya da bakındı..zaten önceki fotoğrafların çoğunun fonunda pembe çiçekli koltuğumuz arzı endam etmekte:)
Ancak bir süre sonra bizim minik hareket etmeye ve dönme girişimlerinde bulunmaya başladı... Böylece yükseklerdeki sultanlığımız sona erdi ve yere indiiiiiiiiiiiik:)
Önce büyük bir yastık örtüsü kadar yer yaptık kızımıza ve üst üste bir kaç nevresim ve pike koyarak üşümesine engel olmaya çalıştık... Ne de olsa bizim kızımız yere alışık değildi...
Ve kızımız artık kolayca dönmeye başladı(sırt üstü yatarken yüzü koyun dönmeye) ve tam 3. ayını doldurmuştu.. Annesi de 3 aylıkken dönmüş:))) Kızıcığım benim izimden gidiyor...
Ağustos ayında ümraniye'ye işimiz düştü bir hafta sonu iki günlüğüne karşıya geçmemiz gerekince biz de uzun zamandır görmediğimiz Esra teyzemizi görmeye gittik...(Asıl gayemiz minik Büşra'yı görmekti aslında) Büşracık Atike'den yaklaşık 50 gün küçük... Ama aldığı hızlı kilolarla arayı kapatıvermiş bizim pıtırcık... Ama bizimki yatarken dönmesiyle ablalığını gösterdi...
Atikecik uyurken biraz da manzara resmi çekelim... Çünkü dönerken gece olacak..
Bebişimiz uyandı... Hemen eline bir oyuncak verildi...Bu çiçeği yeni olduğu için tanışma konuşması yaptık uzun uzun... vaaaauuu,uuuaaavaaa,aaaauuuu gibi... Çiçekcik de dinleyerek iştirak etti bu tanışmaya..
artık Atike çiçeğiyle ve diğer oyuncaklarının hepsiyle konuştuktan sonra yoruldu ve biz de Afyon yakınlarında bir yerde mola verdik..Atike'yle nasıl yeriz diye düşünürken bu yörük çadırı imdadımıza yetişti..yazın en sıcaklarında o kadar serin bir yerdi ki... gözleme ve ayran aldık..atike de serinliğin keyfini çıkardı....
yine arabamızdayız..hava almış serinlemiş Atike çiçeğine molada yaptıkların anlatıyor:)
özdilek'in hemen karşısında da İkbal'in oteli var.. İstanbul'dan bildiğimiz bu markaları otel ve alışveriş merkezi olarak görmek çok ilginç geldi doğrusu...
baktı çiçek onunla konuşmuyor kızım da onu yemeye karar verdi:))))
düğündeyiz:)))) kızıma sürekli "erkek mi?" diye sorulmasından çok sıkıldığım için kalabalık yerlere giderken mutlaka elbise giydiriyorum.. düğüne gider gitmez de mescide çıkıp hemen Atike'ye cicilerini giydirdim ..benim kızım,kız,kız,kız:)))
babasının kucağında da ayrı bir havası oluyor bizimkinin....
bu da düğünün en komik anı..düğünden çıkarken gelin ve damadı tebrik etmek için yanlarına gittik..tabiki fotoğraf çektirmeden olmaz....biz de damadın yanında bulunan küçük bir çocuğa verdik makinemizi..ve nasıl çekileceğini anlattık.. eşim ve ben de çiftin yanında yerlerimi aldık..küçük çocuk bir çekti,olmadı, iki çekti olmadı, üç çekti artık tamam dedik... ve düğünden çıktık.. dönerken çektiğimiz fotoğraflara bakarken mesele anlaşıldı.. çocuk sadece eşimle gelin ve damadı çekmeye çalışmış....sadece bu fotoğrafta ben bir kısmında varım..ama bunda da başların bir kısmı yok..neyse buna da şükür diyorum..en azından ben ve kızıcığım fotoğrafın bir kısmına girebilmişiz:)))
günler geçti ve Atike'ni altına yaydığımız çarşaf gittikçe büyümeye başladı onun hareketleriyle doğru orantılı olarak...
veeeee artık tüm halımızın üzeri çarşaflı çünkü Atike emekliyor....tam 5. ayını doldurduğu gün kızım ilk defa ilerideki oyuncağına ulaşabilmek için hamle yaptı ve bunu başardı...(annesi de 5 aylıkken emeklemiş...:)
Atike'nin emekleme maceraları o kadar uzun ki onu ayrı bir yazı konusu yapayım en iyisi....