22 Mart 2008 Cumartesi

ordan burdan....

Kızımın üstten ve alttan 4er tane dişi çıktı.. Sıra geldi yandakilere... Muhtemelen bundan öncekilerden daha zor olacak gibi gözüküyor.. Minicik parmağını ağzının en içine doğru sokmaya çalışıyor.. Bazen sebepsiz yere ağlıyor, bağırıyor, ağzının suyu akıyor... Çok canım acıyor annecim çooook:(
Bu da parmak ısırma şeklimiz... Burda kendi parmağını ısırdığına bakmayın, genelde ısırılan parmak bize ait oluyor... Offff! deyince bırakıyor bereket.. Bir de bırakmasa parmaklarımız ne hale gelirdi bilemiyorum.... :)

Baktık kızımıza şapka çok yakışıyor, her daim giydirmeye başladık:)
Tabiki değil... Annem torunlarına ördüğü bütün şapkaları için Atike'yi manken olarak kullanıyor... Burda da minik kızım annesinin yeni aldığı ayakkabıların kalite kontrolünü yapıyor..
"Tamam annecim beğendim giyebilirsin.. Hayırlı olsun"



Bunlar da keyifli olduğumuz hallerden seçmeler;







Birşeyler yapmış suçlu kedi edasıyla bakışına kurban olurum ben senin...





Dedesinin kucağında keyfine diyecek yok.... Atike'yle aynı kucakta olup ondan daha büyük görünenen bebecik tam tamına 6 aylık, yani kızımdan 5 ay küçük.. Atike abla olmasına rağmen Hilal ablaymış gibi görünüyor:)



Atike'nin daha önce hiç ayaklarını çekmediğim farkettim... Çok geç farkettim ama olsun evet bu minicik ayacıklar 11. ayında....

Ablamın kızının doğum gününe gittik annemle... Anneannesinin kucağında güzel bir uyku çekti güzel meleğim...




Ne kadar çok yazmaya çalışsam da yetiştiremiyorum yine de... Ne kadar çok havadis birikmiş yazacak.... Gittiğimiz yerlerden biri de dayımlardı.. Yeni evlerine taşınmışlardı ve biz de hayırlı olsuna gittik.. Salonu ortalamalara göre daha geniş bir evdi ve doğal olarak Atikeciğe de turlayacak büyük bir alan çıkmış oldu.. Gezdi durdu bütün gece...Burda da ablamın çocukları ile birlikte... Yalnız Atike'nin fotoğrafla işi yok, o Ahmet abisini ısırmaya çalışıyor:)


Evet burda poz verdirmeyi başarabildik...
Bir de bu elbiseyi uzun bir süre giydirmemiştim.. Giydirdikten sonra farkettim ki küçük gelmiş benim miniğime.. O kadar mutlu oldum ki... Onun büyüdüğünü görmek ne büyük şükür vesilesi Ya Rabbim...


Atike hiç emzik emmedi... Ne kadar ısrarla vermeye çalıştıysak, o da o kadar ısrarla reddetti.. Biz de bir süre sonra vazgeçtik haliyle... Oldum olası emziği çok şirin bulmuşumdur bebek ağzında.. Bugünlerde bir türlü aldıramadığım emzik kolleksiyonumu!!! Atike hanım diş kaşıyıcı olarak kullanmaya başladı.. İşin ilginci bazen tam emiyormuş gibi görünüyor. Emmeyi bilmediği için biraz komik duruyor ama olsun bence yine de çok yakıştı kızıcığıma...

Son günler de koltuklarda ne varsa bir bir aşağı atmaya başladı.. Katladığınız çamaşırları ya da kurusun diye koltuklara serdiğiniz ufak tefeği yerlerde boylu boyunca uzanırırken görünce sinirleriniz gerilebiliyor ama olsun defalarca toplamak yerine hemen hepsini alıp başka bir odaya kaldırmayı seçince hiç bir problem kalmıyor..





Mavi şapkalı kızdan seçmeler:)

Atike'nin salıncak macerası yeni bir boyut kazandı... Yatırır yatırmaz hemen ters dönüveriyor.. Nedense yüz üstü uyumayı çok seviyor.. Özellikle burnunu bir yerlere dayayacak.. Şöyle zor nefes alabileceği bir pozisyon en favorisi.. 20 günlükten beridir böyle kendileri... Gazından bir türlü uyutamayınca biz de yüz üstü uyutmayı denemiştik ve işe yaramıştı... Herkes çok tehlikeli sırt üstü yatır dese de geceleri bile yüzüstü uyudu kızım, çünkü başka türlü uyumuyordu.. Sonra gerçekten korktum ve sırt üstü yatırmaya başladım, ne kadar uyanısa uyansın diyerek.. Bu sefer 3 aylıktı hiç unutmuyorum... Dönme çabalarımız başlamıştı ama henüz tam anlamıyla dönemiyordu. Ve bir sabah uyandım ne göreyim, Atike beşiğinde uyuyor ve yüzüstü yatıyor.. 3. ayında dönüşü de uykusunda oldu kızımın:)


Bu yazma ne menem bişeyse her bebeğe çok yakışıyor hatta garip olan şu: kıza da yakışıyor, erkeğe de yakışıyor:) bizimki de şirin olduğunun farkında ya iyice şirinlik yapıyor...
Son havadislere gelince; bir iki günden beri Atike ellerini kendi kendine bırakıp tay tay duruyor ve bir kaç adım da atıyor karşısındaki kişiye(maaşallah).. Hatta dün saydım da galiba 5 etti adımları... Artık yaşına yürür diye ümit ediyoruz ..İnşaallah kazasız belasız atlatırız bu dönemi...
















18 Mart 2008 Salı

18 mart

Bu hafta sonu ablamlar bize geldiler.. Pazar günü havayı da güzel görünce Emirgan korusuna gezmeye gitmeye karar verdik.. Biraz gezme, biraz piknik karışımıydı.

Laleler açmıştır diye düşünüyorduk ama laleler yeni dikilmiş.. Soğanlarını gördük, inşaallah bir dahaki gitmemizde açmış laleleri de görmek nasib olur... Şimdi sümbüller vardı genelde.. Her renkten sümbüller korunun her tarafına yayılmıştı.. Görüntünün enfesliğinin yanında kokular da muhteşemdi...


Fotoğraf çekme işi genelde benim işimdir.. Ama ablam bu konuda benim çok önümde. Bir makine varsa mutlaka onun elinde durmalı.. Ben de bunun keyfini çıkardım.. Kızıcığımla bol bol poz verdim...


Biraz gezip eve dönme planımız sonradan piknik yapmaya dönüştü... Ben de Atike'nin arabasını yanımıza almayı bu yüzden düşünemedim.. Bu vesile ile Atikeciği taşımak herkese nasib oldu.. Kızım da etrafı meraklı meraklı seyretti.


Bu da benim mahzun prensesim..... Kaşına, gözüne, mahzun duruşuna kurban olurum ben senin biriciğim...




Mutlu aile tablosu:)



Nasıl olsa ayağında ayakkabıları var, biraz yürütmekte mahzur olmaz diye düşündük.. Ama bizimki yere yakınlığından olsa gerek(70 cm!!!) etraftakiler yerine yerdeki şeyleri görüp hemen yere saldırdı... Bu fotoğrafta da sanki koşar adım gidiyormuş gibi görünüyor ama koşmadan önce halletmemiz gereken bir yürüme işi var:)


Toprağın üzerinde o kadar karıştırılıp keşfedilmesi gerek şey var ki Atike'yi tutmak imkansız...



Ayyyy birazcık da etrafı seyredeyim! Burda kardeşler, abiler, ablalar varmış....



Kızım başından şapkayı, ayağından çorapları çıkarmayı öğrendi... Başında şapka olduğunu farkettiği zaman hemen çıkarmaya başlıyor..


Bu günlerde aaaııııyyyyyyy! diye bir ses çıkarıyor. Bu sesi çıkarırkenki görüntü de yukarıdaki görüntü...


Anneannemizin kucağındayız..



Veee ailecek bir fotoğraf çektirelim.. Çocuklar burayı bakın bakalım.. Ama Ahmet Hamdi buraya baksana... Elif Beyza bak sen de bakmıyorsun... Tamam neyse Atike bakıyor ya neyse çekelim bakalım:)

Tamam şimdi ablam çeksin fotoğrafı Osman Abi gelsin bu sefer... Bu sefer de Ahmet Hamdi bakıyor, neyse çekiyoruuuuuz:)


Başında şapka olunca sanki Atike'nin yüzü değişiyor.. Ama her hali ile bir başka güzel.. Rabbim nazarlardan korusun inşaallah...
Gelelim son havadislere; kızım yine zor günler geçiriyor, bazen o kadar huzursuzlanıyor ki calpol veya fitil ancak sakinleştirebliyor. Eli hep ağzında hatta bu sefer parmağını olabildiği kadar arkala sokmaya çalışıyor, ağzının suyu da akıyor.. Herhalde yine diş diyoruz.. Ama galiba sıra arkadakilerde ve galiba öndekilerden daha zorlu olacak. Allah bize de kızıma da sabır versin...

12 Mart 2008 Çarşamba

8.dişimiz çıktı

Benim güzel kızım yerde gezme olayında profesyonelleştiği için artık yukarılara göz dikmeye başladı.. Birinci olarak da nasibini kitaplığımız aldı.. Biri Atike kucağında koltuğa oturmayagörsün hemen kucaktan hızlıca iniliyor, kitaplığa doğru koşar adımlarla emekleniyor ve sonra tutan kişinin ellerinden kurtulup çabuk çabuk en üst raflara doğru tırmanılıyor.. Bu kadarla kalsa yine iyi! Bu aşamadan sonra da rafları karıştırmaya başlıyor.. Ne bulduysa alıp inceliyor, ağzına sokmak istiyor, elinden alınca da ağlıyor:( İstanbul'a kar yağdığı sıralarda babaannemiz burdaydı.. Ama resimleri yüklemeye bir türlü fırsat bulamadığımdan ancak bugüne kaldı.... Kardan dolayı evde mahsur kalan aile de Atikecik için bulunmaz bir fırsattı.. Hiç şüpheniz olmasın bu fırsatı sonuna kadar kullandı..
Kar yağmadan hemen önce amcamız da burdaydı ama o bir gün kalıp gitti... Atikeciğe yeni oyunlar öğretme girişimlerinden biri aşağıda... (yalnız bizimki ne kadar şaşkın görünüyor:))))
Uyutma meselesi iyice zorlaştığından dolayı salıncak aldığımızı önceki yazılardan birinde anlatmıştım...Yalnız bizim kız için öyleee yatıp sallanmayı beklemek ve uslu uslu uyumak bazen(!) çok dayanılmaz bişey oluyor. Bir değişiklik yapıp ters dönüyor, aşağı doğru kaymaya çalışıyor, olmuyor, kalkıp bir yerleri incelemeye çalışıyor... zor oluyor, çok zor oluyor...
Böyle bir hareketliliğe de salıncağın emniyet kemeri çok dayanamıyor.. Biz de anne yöntemini denedik:) Bir yazmayla bağladık ekstradan.. "ne varsa eskilerde var mirim...Oyuncak kutusundan sonra bilgisayar çantası da Atikeciği ağırladı:)


Son bir haber: Kızımın alt 4. dişi teşrif etti.. Son günlerdeki huzursuzluğunun sebebi de böylece anlaşılmış oldu.. artık 8 dişli güzel bir prensesiz:)

2 Mart 2008 Pazar

2 mart

Atike Hanım bugünlerde öğrendiği şeylerle annesinin ağzını bir karış açık bırakmaya başladı...

Birincisi bebeğini tanıyor.. "Nerde bebeğin?" dediğimizde hızla emekliyor, gidip bebeğini eline alıyor ve gösteriyor...

Elinde birşey varsa ve ben "ver bana kızım" dediysem, o an çok hoşuna giden birşey olsa dahi bana veriyor:)

"Büyük büyük yapma"yı çok seviyor.. Elindekini istiyorum, büyük büyük yapıp ona geri veriyorum.. Sonra bana tekrar veriyor.. Sonra tekrar.. Bir süre sonra elimi açmıyorum ki oyunu bitirelim diye.. Ama bu sefer elimi tutup açıyor ve oyuncağını elime koyuyor :)

"Ceee oyunu" oynuyorduk uzun süredir.. Ama o hep izleyici konumundaydı.. Artık oyuna katılıyor minik kızım.. Ben yüzümü örttüysem gelip yüzümü açıyor.. Ya da battaniyesini başına geçiriyor ben de "nerde Atike? yok Atike" deyince gülerek yüzünü açıyor:)

Hızla emekliyor, koltuklara ve duvarlara tutunarak çok güzel geziyoruz ama hala yürümüyoruz:(


Koltuk gibi onun boyunu epey aşan yerlere dahi tırmanmak istiyor.. Böyle yükseltilerin yanında hemen bir bacağını yukarı doğru kaldırmaya başlıyor sanki tırmanabilecekmiş gibi.. O kadar şirin bir görüntü oluyor ki... Tırmanabileceği bir yükseltiyse zaten hiç affetmeden hemen hedefe varıveriyor..

Kitaplığımızı koltukla duvar arasına sııkıştırmıştık ne olur ne olmaz diye.. Ama koltuğa es kaza çıkmışsa hızla kitaplığa emekleyip bir raftan diğerine tırmanmaya başlıyor.. Üç rafa rahatlıkla ulaşıyor.. Orta rafı boşalttım ama ilerde bütün raflar onun egemenliğine girecekmiş gibi gözüküyor.. Önümde iki seçenek var; ya ona "hayır"ı öğreteceğim ya da kitaplığı tamamen evimizden kaldıracağız...


Bugünlerde ayımızla çok güzel oynuyoruz.. Eviriyoruz, çeviriyoruz, konuşuyoruz,dokunuyoruz,seviyoruz...


oyuncak kutumuza tek tek oyuncaklarını atmayı öğrendi benim kızım.. ama hızını alamayıp kendini de koymuş:)
dedesinin elinde keyiften dört köşe olmuş Atike:)