29 Ocak 2008 Salı

27 Ocak 2008 Pazar

27 ocak

Atikecik bu günlerde Tv seyretmeye başladı.. Eskiden açık olan televizyon hiç ilgisini çekmezdi.. Şimdi özellikle reklamlar çok ilgi çekici gelmeye başladı.. Turkcell'in tavuğu ve Akbank reklamı en çok ilgisini çekenler.. Onlar çıkınca arkası dönük de olsa birden geri dönüyor ve kollarını çırpa çırpa seyrediyor..Havasını yakalamışsak öyle güzel gülüyor ki kahkahaları bütün evin içinde yankılanıyor öyle zamanlar da herşeye gülüyor ne yaptığımız önemli değil..

Bilgisayarlar oldukça ilgisini çekmeye başladı.. Oyuncak falan umrunda değil, bir yerde bilgisayar görsün hedefe kilitleniyor illaki alacak!!!


Anneye bağlanma sendromunu biz de yavaş yavaş yaşamaya başladık. Eskiden sabahları uyumadığında anneme verirdim. Şimdi benim odadan çıktığımı farkedince anlıyor onu bırakıp gideceğimi. Başlıyor acıklı acıklı ağlamaya... ya da başkasının kucağındayken bana doğru uzanıyor almıyorsam yüzünü buruşturuyor....

Özellikle erkeklere karşı yabancılaması var. Belki doktorlarının erkek oluşundandır.. Tanımadığı erkeklere karşı oldukça mesafeli.. Hiç gülmüyor hatta çoğu zaman ağlıyor...


Sesler çıkarmaya başladı.. mammamma, annanna, babababa gibi... Annem acıkınca mamma susayınca da bruuu dediğini söylese de ben anlamlı söylemediği kanaatindeyim..

Yürüme işi benim zannettğimden uzun sürdü.. Şu an duvarlara tutunarak yana doğru ilerliyor ama tay tay durmaya hiç yanaşmıyor, bırakınca hemen yerine oturuveriyor:)

24 Ocak 2008 Perşembe

6 dişli melek:)

Atike Hanım'ın dişleri iyice çıktı artık.. Ağzımızın içinde altı dişimiz arz-ı endam etmekte.. Altta 2, üstte dört tane var.. İyice yerini belli etmiş dişlerimizi saymıyoruz.. 9. ayında bu kadar diş çıkaran var mıdır bilmiyorum? Benim kızım herşeyde önden önden gitmek istiyor...
Bu acelesinin neden olduğunu anlamakta zorlanıyorum annesi olarak:)

Gelelim doktor haberlerimize.. İdrar örneğimizi almayı maalesef başaramadık.. Bu kadar hareketli bir bebek annesi olmanın zorlukları işte... Doktorumuza bugün tekrar gittik, kan sonucumuzu alarak.. Sadece bu işimizi görmez mi acaba doktor bey dedik:) Ateşimiz de geçti çok şükür.. Doktorumuz da kan sonucunun normal olduğunu, ateşin düşmesinin de iyiye işaret olduğunu söyeyerek idrar testinden vazgeçti.. Şimdilik iyiyiz (şükürler olsun) Mızmızlığımız var hala ama eskisi kadar değil.. Gece uykularımız hala bozuk. Haftanın yarısında yedide evden çıkan annesine hiç acımıyor:)
Miniğimiz ayakta geçiridiği dakikaları iyice profesyonelleştirdi.. Artık yana doğru yürümenin yanında araştırma-karıştırma işlerini de yapıyor.. Ve odaları gezip inceliyor.. Önceden görmediği şeylerde ise daha uzun incelemeler yapıyor..
Genelde anneciğin çantası da ilk karıştırılanlar arasında oluyor.. İnceliyor.. İnceliyor.. İnceliyor... Eviriyori çeviriyor elinde.. Çantaları sevecek galiba kızım:)

Ne kadar oyuncağı olursa olsun çocuklar garip garip oyuncaklar edinebiliyorlar kendilerine.. Gülse Birsel "Gag"da şöyle demişti: "Çocuklara en pahalı, en güzel oyuncakları alırsınız ama o bir poşeti kafasına geçirerek eğlenir ve bir de boğulma tehlikesi atlatır" ... Bizimki de kaşığını oyuncak yaptı.. Dişlerini kaşımak baş sebebimiz.....

Beşiğimiz oyun parkı denilen cinsten.. Bunu almakla çok iyi bir seçim yaptığımızı düşünüyorum. En güzel özelliği çok hafif olması ve her yere rahatlıkla taşınabilmesi..... Gözümüzün önünde olmayınca ağladığından beşik de zaman zaman odaları gezebiliyor.... Bu kare de salonumuzdan..



21 Ocak 2008 Pazartesi




Kızımın diş çıkardığını daha önce yazmıştım.. Şükür ki bu dişleri ateş çıkarmadan çıkarıyoruz demiştim ki!!!! Cumartesi gününden beri ateşliyiz.. 4 saatte bir fitil vermemize rağmen bu gün itibariyle hala 38 lere çıkan bir ateşi var.. Dün hastaneye götürdüm. Doktor başka bir hastalık belirtisi yok idrar ve kan tahlili yapmamız lazım dedi. Kanı hemen verdik ve poşetlerimizi alıp eve geldik.. İdrar için örnek alınca hemen hastaneye götürmek üzere.. Yalnız dünden beri 4 poşet harcamamıza rağmen bir türlü örnek alamadık.. Bugün bitmeden bir örnek alıp hastaneye götürmek istiyorum ama başarılı olabilecek miyim bilmiyorum...




Bu fotoğraları Atike'nin bayramdaki hastalığında çekmiştim.. O zaman da düşmeyen bir ateşi vardı ve acilde ancak düşürebilmişlerdi ateşini.. Bu sefer de aynı kareleri tekrar yaşadık.. Kızımın ateşi düşmedi.. Ortaya bir leğen konuldu ve belli aralıklarla atikecik ıslatıldı.. Her ıslanışında ağladı. O her ağladığında anneciğin yüreği dağlandı.. İnşaallah tez zamanda kızım sağlığına kavuşur... amin amin amin.....

17 Ocak 2008 Perşembe

Atike diş çıkarıyor

Uzun süreden beri devam edegelen bir huzursuzluğu vardı Atike'nin. Hep hastalığına yoruyorduk. Ama bu haftanın başında mesele anlaşıldı. Benim canım kızım meğer diş çıkarıyormuş. Haftanın başında bir tane dişi patladı sonraki iki gün içinde de diğer iki diş patladı.. Bugünlerde bir tane daha patlamasını bekliyoruz.. Yani miniğimin aynı anda 4 dişi birden çıkmış olacak. Onun için de, bizim içinde zorlu bir hafta ama hepsi birden bitecek diye kendimi rahatlatmaya çalışıyorum..
Kızım saçları çok hafif de olsa uzamaya aşladı.. Ben de fırsattan istifade hemen bir poşet lastik aldım. Artık kızımın saçlarını bağlıyorum.. çok komik oluyor:)

Önceden çıkan alttaki iki dişimiz bu resimde ayan beyan kendilerini gösteriyorlar:)

9 Ocak 2008 Çarşamba

Atike'den derlemeler

Şimdiye kadar Atike'nin uyurken çekilmiş bir fotoğrafını bloga koymadığımı farkettim.. Atike'nin uykusu o kadar hafif ki o uyurken değil onun resmini çekmek odasının yakınından geçmeye bile korkar oldum.. Ama elimizde en azından bir tane numunelik fotoğraf olsun diye büyük bir "risk" alarak beşiğinin başına geçtim... Meleğim benim.. Ne de güzel uyumuş .. Maaaşallah..
Artık rahatça bir yere tutunarak durabilen Atike bunu en çok beşiğinde yapmayı seviyor.. Ellerini sabitleyebileceği ince bir yer olması bunda önemli bir etken sanırım.. Tabi en komiği bunu gece uyandığında da yapıyor oluşu... Gözlerini bile açmadan uyanır uyanmaz hemen ayağa dikilişi var ki görülmeye değer:)



Yeni ilgi alanlarımızdan biri de çamaşır makinamız.. Ne zaman faredecek o dairenin döndüğünü diye merakla beklemedeydim zaten.. Sesin nerden geldiğini takip ederek makinaya ulaşan Atike o "enfes görüntüyü" gördü.. Hızla dönen bir daire... Mest olmuş bir şekilde izliyor da izliyor artık..
Hala koltuklarda geziniyoruz.. Annesi gibi 8. ayında kesin yürür diyorduk.. Olmadı.. 9'a kalmaz yürür dedik. 8.5 u doldurduğu şu günlerde ellerinden tutup yürütmeye çalışıyorum, dizlerini kırıp yere iniyor ve bir hızla emeklemeye başlıyor.. Galiba yürümek emekleme ya da koltuklara tutunup kalkmak kadar zevkli gelmedi benim miniğime.. Artık umudumuz 10. ayında ... Belki o zamana kadar yürür diye düşünüyoruz.. Hadi hayırlısı...
Annecim ben çok şirinim di mi? onun için sürekli benim fotoğraflarımı çekiyorsun di mi? ma artık biraz o makinayı bırakıp benimle ilgilenirmisin....
Veeee en sevdiğimiz, ayrılamadığımız oyuncağımız Tv sehpamız..
Sımsıkı da tutunmuş. Sanki "beni ayırmayın arkadaşımdan" der gibi..
Dişleri kaşınan kızıma diş kaşıyıcıları banamısın demiyor.. Zaten Atike de onlara dönüp bakmıyor.. Genelde kaşığı, değişik kapaklar ya da tv kumandası bu işlevi görüyor.. Ben de en azından doğal birşeyler kemirsin diyerek havuç verdim eline... Çok işe yaradığını söyleyemem ama yine de birazcık kemirdi:)

5 Ocak 2008 Cumartesi

6 ocak

Atike hanım bu günlerde merak içinde ortalıkta gezinip duruyor. Herşeyi inceliyor.. Biz izin vermezsek kızıyor, mutlaka geri dönmeye çalışıyor. Bu fotoğralar da temizlik yapan annesinin süpürgesini inceleme faaliyetlerini gösteriyor.


Ay! Bu nasıl bişeymiş böyle? sesi de çıkıyor.. Rengi de çok güzelmiş.. Onu da annem mi giydirdi acaba? İkimiz de aynı rengiz.. çok yakıştık bence:)
Annem farketmeden her tarafını incelesem bari...

Yakalandım galiba... Ama annecim sen de hep oyunumun en güzel yerinde beni yakalayıveriyorsun :( birazcık daha oynayayım annecim lütfeeen.....